Alanya, her yıl binlerce turistin tercih ettiği gözde bir tatil merkezi. Ancak son dönemde konuşulan konular arasında yalnızca turizm değil, o transfer şirketi üzerinden yürüyen para trafiği de var. İddialara göre söz konusu transfer şirketi, turist taşımacılığı yapıyormuş gibi görünse de, çoğu zaman araçlar boş gidip geliyor. Kağıt üzerinde düzenlenen transfer faturaları sayesinde, yurt dışından gelen paralar sisteme dahil ediliyor. Böylece hem döviz Alanya’ya girmiş oluyor hem de yapılan işlemler üzerinden %18 KDV ve kurumlar vergisi ödenerek devlet de kazanç sağlıyor. Ancak asıl tartışma, bu şirketin gerçek sahipleri üzerinde yoğunlaşıyor. Kulislerde konuşulanlara göre arkasında Rus, Ukraynalı ve farklı ülkelerden gelen güçlü sermaye grupları var. Kimileri bu yapıyı “oligark ortaklığı” olarak nitelendiriyor. Öyle ki, Alanya’nın yarısını satın alabilecek sermayeye sahip oldukları, fakat ifşa olmamak için bu parayı parça parça; galeri, transfer şirketi, inşaat, gayrimenkul ve otel yatırımlarıyla sisteme yaydıkları öne sürülüyor. Bir diğer iddia ise bu grubun yalnızca yatırım yapmadığı, aynı zamanda Alanya’daki ekonomik çöküşleri de fırsat bildiği. Maddi sıkıntıya giren iş adamlarını anında tespit eden özel takipçileri olduğu, zor durumda kalanların şirketlerini veya mallarını bu şekilde ele geçirdikleri belirtiliyor. Dışarıdan bakıldığında sevimli görünen, “Alanya’ya döviz kazandıran ünlü bir firma” imajı çizen bu yapının, aslında çok daha derin bir ortaklık ağı olduğu konuşuluyor. Şehirdeki sistemsel destekçileri sayesinde de varlıklarını sorunsuz sürdürebildikleri iddia ediliyor. Uzmanlar, “Devlet uyuyor gibi görünse de aslında her şeyi izler. Gün gelir, ansızın devreye girer” uyarısını yinelerken, Alanya’daki bu gizemli para ağının giderek büyümesi dikkat çekiyor. Sonuç olarak; Alanya’da o transfer şirketi yalnızca yolcu taşımıyor. Arkasında kimlerin olduğu hâlâ muamma olan milyarlarca liralık para trafiği, yönetirken  aynı zamanda ciddi soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.